Yazın en sık görülen Kulak-Burun-Boğaz hastalıklarına dikkat

Yazın en sık görülen Kulak-Burun-Boğaz hastalıklarına dikkat

Yazın en sık görülen Kulak-Burun-Boğaz hastalıklarına dikkat

Yaz aylarında Kulak-Burun-Boğaz bölgesinde görülen hastalıklar diğer aylara göre biraz daha farklılık gösteriyor.

Bu bölgenin yazın görülen hastalıkları zamanında ve uygun bir şekilde tedavi edilmezse tatilde hiç beklenmedik şekilde sıkıntılarla karşılaşılıp tatilin sorunlu geçmesine neden olabilir. Anadolu Sağlık Merkezi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kazkayası yaz aylarında artış gösteren burun kanamaları, bademcik rahatsızlıkları ve kulak enfeksiyonlarına karşı önemli bilgiler veriyor ve uyarıda bulunuyor:

1.Burun kanamaları

Burun kanamaları yazın sık karşılaşılan sorunlarından birisidir. Özellikle kuru ve sıcak hava şartları ve alerjik hastaların etkilendiği ortamlar kanama riskini artırmaktadır. Özellikle burun damarlarının belirgin ve çok yüzeyel olduğu bireylerde şiddetli sümkürme ve burun kurcalanması ile burun kolayca kanayabilir. Bu nedenle özellikle burun kanamasına yatkın olan küçük çocuklar, kan sulandırıcı ilaç kullanan kalp ve tansiyon hastaları güneşin etkili olduğu günün en sıcak saatlerinde mümkün olduğunca güneşe çıkmamalıdır. Burun kanaması olduğunda hemen burun içerisine bol soğuk su çekilerek hiç pıhtı kalmayacak şekilde yıkamalı ve dik oturulup baş hafif öne eğilerek burun kanatlarına her iki taraftan 5 dakika parmaklarla baskı uygulanmalıdır. Özellikle erişkin hastalarda kanama nedeni sıklıkla tansiyon yüksekliği olduğundan tansiyon ölçülmeli ve not edilmelidir. Elbette akabinde KBB uzmanına muayeneye gidilmelidir.

2.Bademcik iltihabı

Halk arasında bilinenin aksine yaz aylarında bademcik iltihabı daha sık görülmektedir. Bunun başlıca sebebi klimaların enfeksiyon ajanlarını yayması ve soğuk-buzlu yiyecek içeceklerin sık tüketilmesi sonucu ısı farklılıklarının oluşmasıdır. Bu tür enfeksiyonlar KBB uzmanı tarafından değerlendirilmeli ve uygun bir şekilde tedavi edilmelidir. Bazı önlemlerle bu durum önlenebilir: Klasik bir bilgi olarak enfeksiyon hastalıklarından korunmak için hijyen kurallarına dikkat edilmelidir. Saçlar en basitinden havlu ile kurulanmalıdır. Dondurma ve benzeri tatlı ve soğuk gıdaların tüketilmesinin ardından mutlaka çok soğuk olmayan su içilmelidir. Terli kıyafetler sık sık değiştirilmelidir.

Eksternal otit (dış kulak yolu ve kulak kepçesinin enfeksiyonu- Yüzücü kulağı)

Havaların ısınması ve okulların tatil olmasıyla insanlar kalabalık büyük şehirlerden deniz sahillerine göç edip, denizin ya da havuzun serin sularına kendilerini bırakıyorlar. Sıcak-nemli ortamda yaşamak ve sık suya girmek eksternal otite sebep olabiliyor. Eksternal otit dış kulak yolu ve kulak kepçesinin enfeksiyonudur, "yüzücü kulağı" olarak da bilinir. Kulak Burun Boğaz hastalıkları içerisinde sık karşılaşılan bir durumdur ve hafif bir seyirden hayatı tehdit edici boyutlara kadar değişik aşamalarda olabilir. Yaz aylarında sık görülür.

Dış kulak yolu cilt altı dokusunda zengin bir damar ağı ve yağ bezleri vardır ki bunlar "serümen" denilen koruyucu yağlı bir örtü salgılarlar. Serümenin az üretilmesi enfeksiyon riskini artırır, fazla üretilmesi de tıkaç oluşumu ve buna bağlı işitme kaybı, tıkaç arkasında biriken materyalin enfekte olması gibi riskler taşır. Serümen salgısına deri döküntüleri, dışarıdan gelen toz partikülleri, ölü mikroplar ilave olduğunda bir tıkaç oluştururlar ki buna buşon (kulak kiri) denir.

Kulağınızı çubukla temizlerken dikkat

Dış kulak yolunun kulak temizleme çöpleri ile temizlenirken yapılan travma, keskin ya da künt uçlu nesnelerle kaşıma ve hatta kendi parmağı ile zorlama bile kanalda hasara yol açarak enfeksiyona zemin hazırlar. Dış kulak yolunun anatomik yapısının dar, uzun ve kıvrıntılı olması özellikle banyo ve yüzmelerden sonra bir miktar suyun içerde kalmasına ve özellikle yoğun buşon varlığında bunun su ile şişmesiyle mikropların yerleşmesi için uygun ortam oluşmasına neden olur.

Kulağa fazla su girmesi zararlı

Sık aralıklarla duş alımı deniz ya da havuzda yüzme sonucunda dış kulak yoluna fazla miktarda su girmesi dış kulak yolunun normal serümen örtüsünü azaltarak bunun koruyuculuk fonksiyonunu bozar. Sık aralıklarla dış kulak yolunun temizlenmesi de aynı şekilde etki eder. Böylece bakteriler ve mantarların burada üreyip enfeksiyon oluşturması kolaylaşır. Bağışıklık sistemi düşük olanlar, diyabetikler ve dış kulak yolu etrafına radyoterapi alanlarda bu enfeksiyonun görülme riski daha fazladır.

Kaşıntı, hassasiyet ve şiddetli ağrı varsa doktora başvurmalı

Hastalar kaşıntı, dokunmakla hassasiyet, şiddetli ağrı, bazen işitme kaybı veya kulakta dolgunluk hissi ile hekime gelirler. Ödem nedeniyle dış kulak yolu daralır. Dış kulak yolunda sekresyon, pürülan kulak akıntısı ve kabuklanma görülebilir. Kulak kepçesine dokunma ya da çiğneme hareketi ağrı oluşturabilir. Çok nadir ateş ve boyunda farklı boyutlarda bezeler de gözlenebilir.

Su geçirmeyen kulak tıkaçları kullanılmalı

Nemli ve rutubetli iklimlerde yaşayanlar ile su sporuyla uğraşanlar daha çok risk altındadırlar. Bunlarda dış kulak yolunda sıvı birikimi deride yumuşama ve pH değişikliğine yol açarak hastalığa sık yakalanma eğilimi gelişir. Su geçirmeyen kulak tıkaçları enfeksiyonun önlenmesinde faydalıdır. Suyla temastan sonra kulak kanalının ince keten bir bez ile kurulanması veya kulak kepçesi üzerine düşük ayarda kurutma cihazı kullanılması etkili bir yöntemdir. Topluma yapılabilecek en önemli uyarı dış kulak yolu derisine yönelik travmatik hareketlerden kaçınmaları olacaktır. Çünkü kulağın kuvvetle temizlenmesi ve kaşıma ile yapılan tahriş veya buraya yabancı nesnelerin sokulması ile oluşan hasarlar mikroorganizmanın yerleşimi için çok iyi bir zemin oluşturur.
Bütün hastalıkların önlenmesinde ve sağıltımında olduğu gibi burada da iyi bir hasta-hekim işbirliği gerekmektedir. Bu sayede hastalıklardan doğacak rahatsızlıklar önlenirken, mevcut hastalığın daha kısa sürede ve etkili bir şekilde tedavisi mümkün olacaktır.
Enfeksiyon yaygın ise ve dış kulak yolunun sınırları ötesine geçme riski varsa ağızdan antibiyotik kullanılır. Tedavi en az yedi gün süreyle olmalı ve hastalar ortalama 3 hafta süreyle kulaklarına su kaçmamasına dikkat etmelidirler.

Yorum Gönder